17 Mart 2013 Pazar

Age Of Empires 2 | Hile Kodları

Genel olarak oyun boyunca
kullanabileceginiz önemli hileler asagidadir. Kullanmak için önce ENTER tusuna basip chat penceresini açin. Sonra da hile kodunu aynen yazip ENTER'a basin

Eger bu hile kodlari çalismiyorsa, oyununuz tam sürüm degil demektir. Tam sürüm diye satin aldiysaniz götürüp iade edin. Çünkü gerçek oyun çok daha farkli.



KOD SONUÇ 

ROCK ON 1000 Stone 

LUMBERJACK 1000 Wood 

ROBIN HOOD 1000 Gold 

CHEESE STEAK JIMMY'S 1000 Food 

MARCO Haritanin tamamini
gösterir

POLO Gölgeleri kaldirir

AEGIS Hizli üretim 

NATURAL WONDERS Dogayi kontrol 

RESIGN Oyunu kaybedersiniz

WIMPYWIMPYWIMPY Kendinizi
öldürürsünüz 

TORPEDO# # numarali rakibi
öldürür 

BLACK DEATH Bütün düsmanlari yok eder

I R WINNER Oyunu kazanirsiniz

Need For Speed Underground 2 | Hile Kodları

Aşağıda verilmiş olan hile kodlarını, "Press Enter" yazısının çıktığı ekranda girin:
Need For Speed Underground 2 Hileleri:

opendoors - Tüm pistleri açar
ordermybaby - Tüm arabaları açar
gimmevisual1 - Tüm level 1 görsel upgrade'lerini açar
gimmevisual2 - Tüm level 2 görsel upgrade'lerini açar
needperformance1 - Tüm level 1 performans kitlerini açar
needperformance1 - Tüm Level 2 Performans kitlerini açar
 

L.A Noire | Türkçe Yama



4Story Tek Atma Hilesi İndir (%100 Denendi Virüssüz)

Arkadasım bu oyunu oynuyormuş benden bu hileyi istedi bende google da aradım taradım yolladım Linki

10 Dakika sonra yok level atladım ya sen 10 numarasın falan diyo.Bende hemen foruma koyuyorum :)

Yanin denenmiştir..

Dosya Boyutu : 1 MB

Dosya İndirilme Sayısı : 2000 Küsür

4Story Tek Atma Hilesi :


http://www.dosya.tc/4story_hack_By_ShaCCker.rar.html

http://www.iyiindir.com/program/166/Cheat.Engine.5.5.html

Başka bir hile ;

http://hotfile.com/dl/61879480/d04fd49/4_story_italian_almanya_germany.rar.html
 

Scarface: The World is Yours [Tanıtım]




Scarface: The World is Yours Game Play Trailer

Tony Montana, ismi herkese tanıdık geliyordur. Eğer tanıdık gelmiyorsa, bu ismi beyninize iyice kazıyın çünkü dünyanın en hırçın ve hırslı adamının serüvenine tanık olacaksınız. Scarface'i hala duymayan ya da izlemeyen var mıdır? Sanmıyorum.. Scarface, Oliver Stone'nun senaryosunu yazdığı ve Brian De Palma'nın yönettiği 1983 yapımı müthiş bir yükseliş ve bir o kadar da çöküş filmidir. Sinema filmleri arasındaki en kanlı filmler arasında hak ettiği yeri saygıyla alır. Aslında film için söylenecek çok şey var. Ama buna ne sayfalar ne de tam anlamıyla kelimeler yeter. O yüzden izlemedi iseniz önce izleyin daha sonra oyununu oynayın diyerek kısaca hikayesini anlatayım.

1932 yılındaki Amerikan krizinin etkisi ile Kübalı bir göçmen ve aynı zamanda suçlu olan Tony Montana'nın (Al Pacino) Amerika'ya gelmesinin ve sıfırdan bir uyuşturucu imparatorluğu kurmasının öyküsüdür. Tony Montana ilk başlarda ufak işlerle işe koyulacaktır. Bulaşıkçılık yaptığı sırada ona sunulan kaçakçılık teklifini geri çevirmez ve suç dünyasına hızlı bir adım atar. Bu hızlı yükselişin yanında ünlü patronlar ile çalışmaya başlar. Tony Montana'nın en büyük arzusu en büyük ve en güçlü olmaktır. Bu isteği suç dünyasında yankı bulacak ve en iyisi olacaktır. Ama bu suç dünyasının getirisinden çok götürüsü olduğunu anlaması geç olmayacaktır. Önce sevdiği kadın Elvira'yı elde etmek için Frank Lopez'i öldürür. Şimşekleri üzerine çekmesi geç olmayacaktır. Bu yükseliş ve para hırsı ile birlikte kız kardeşi öldürülecek, malikânesinde en zayıf anında diğer patronların kararı ile basılacaktır. Tony Montana için artık intikam zamanıdır.

"Benden neden tiksiniyorsunuz, tek suçum sizin el altından yaptığınız pislikleri açık açık yapmam mı?"

Oyunumuz Scarface, tipik bir GTA klonu. Daha önce çıkan birçok oyundan farklı olarak tıpkı Godfather gibi diğerlerinden ayrılan bir yapım. Onun bir klon oyunu olması çekiciliğini kaybetmesini kesinlikle sağlamıyor. Aksine daha eğlenceli bir hal katıyor. Sevilen oyunun üzerine yeni tatlar ve güzellikler katıyor. Durum böyle olunca da bize sadece oynamak kalıyor.

Oyun Tony Montana'nın malikânesinde basılması ve filmdeki o müthiş sahne ile aksiyona dalmanızla başlıyor. Malikânenizin basılması ve kaçmak zorunda kalmanız, her şeye en başından başlamanıza sebep olacak. Artık kaybettiğiniz imparatorluğunuzu yeniden yükseltme zamanıdır. Oyun burada film ile ayrılıyor ve konuya özgün bir bakış açısı getiriyor. Zaten ilerledikçe bu tarz değişiklikler gözünüze çarpacaktır. Bu değişiklikler filmi izleyen oyuncuların oyuna daha farklı bir bakış açısı ile yaklaşmasını ve oyunu daha çekici bir bakış açısı ile oynamasına yardımcı oluyor.

İlk görevinizi aldıktan sonra yavaş yavaş en başlardaki küçük uyuşturucu satışlarına başlıyorsunuz. Bunun için belli noktalarda yer alan satıcılarla iş birliği yapmanız gerekiyor. Bu o kadar kolay olmuyor elbette. Satıcılarla alışverişe girmeden önce dairesel veya çizgisel bir bar sizi karşılıyor. Bu bar ve 'T' tuşu yardımıyla satıcılardan almanız gereken miktarı belirliyorsunuz doğru zamanda 'T' tuşu ile miktarı belirliyorsunuz. Eğer istenilen miktarın altına düşerseniz satıcı sizden şüpheleniyor ve sizinle çatışmaya giriyor. Bu yüzden doğru zamanda tuşa basmayı unutmayın.

Yine belli sokak ve mekanlarda konumlanmış silah satıcıları yer alıyor aynı şekilde bunlardan da silah ihtiyacınızı giderebiliyorsunuz. Tabi tüm bunlar bedavaya olmuyor o yüzden görevleri ve satış işlerini düzgün olarak yapmalısınız. Tıpkı GTA'daki gibi oyun içinde bir serbestliğiniz var 'TAB' tuşu ile gerekli görevleri haritadan aktif edip dilediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Tabi yine uymanız ve takip etmeniz gereken bir senaryo sizi bekliyor.

Güncellenecektir.*

Crysis 2 HATA! (Ses,Fare var görüntü yok diyenler gelsin)

Eleştiri

Beyler bu sorun bende vardı kendim çözdüm..ilk önçe bunu söyleyim.
Bazıları dandük konular açıp adamların kafalarını karıştırıyorlar.Yok ekran kartın yetmiyor yok şu yok bu Laaa geri bas.
Crysis 2 NVİDİA gt 512m Sonrasından (NVİDİA'nın ekran kartı olduğunu herkez bilir.) kaldırıyor.
Yani yaklaşık 1gb her neyse konumuza gelelim:

Beyler oyunu silmenize gerek yok tek sorun her zaman olduğu gibi CRACK bazı cracklar bozuk oluyor.ve oyunu açıyor ama bazı ayarları kapatarak açıyor mesela görüntüyü...

Şimdi tek yapmanız size uygun en iyi CRACK bulmak.

Size benim kendi kullandığım CRACK'i uplead ediyorum. %100 Çalışma garantisi veriyorum + olarak :D


Link1:  http://www.upload.gen.tr/d.php/www/3nxiqnyw/Crysis_2_-_1.9_CRACK.rar.html

Link2:  http://s2.dosya.tc/server7/PiOZxh/Crysis2-1.9CRACK.rar.html 
Yapman Gereken

Rar'dan çıkan dosyaları: C: program Dosyaları (x86)/Electronic Arts/Crytek/Crysis 2/bin32

Atmak.sizda başka türlü olabilir.(Electronic Arts) dosyasını bulmanız yeter... 

Crysis 3 sistem gereksinimleri



Merhabalar,

Crysis 3 için heyecanlı bekleyiş devam ediyor. Crytek'in önümüzdeki Şubat ayında piyasaya süreceğiyeni oyun için sistem gereksinimleri açıklandı. Ortaya çıkan tabloya göre bilgisayar sahiplerinin Crytek'in öngördüğü oyun deneyimini yaşayabilmek adına minimum GeForce GTS 450 veya AMD Radeon HD 5770 tabanlı bir ekran kartına sahip olması gerekecek. 

 
İşlemci tarafında ise daha önceki yapımlara kıyasla çok büyük bir değişklik bulunmuyor ve en düşük sistem gereksiniminde Intel'in Core 2 Duo E6600 ve AMD'nin Athlon X2 5200+ modeli tavsiye ediliyor. Gelin şimdi detaylı sistem özelliklerine birlikte bakalım;


Minimum Sistem Gereksinimleri;

- Windows Vista, Windows 7 ya da Windows 8
- DirectX 11 destekli ve en az 1GB bellekli ekran kartı
- Çift çekirdekli işlemci
- 2GB Bellek (3GB, Windows Vista sistemlerde)
 
- Nvidia ve Intel tabanlı sistemler için örnek;
- Nvidia GTS 450 ve Intel Core2 Duo 2.4 Ghz (E6600)
- AMD tabanlı sistemler için örnek;
- AMD Radeon HD5770 ve AMD Athlon64 X2 2.7 Ghz (5200+)
 
Taviye edilen Sistem Özellikleri;
- Windows Vista, Windows 7 ya da Windows 8
- DirectX 11 destekli ve en az 1GB bellekli ekran kartı
- Dört çekirdekli işlemci
- 4GB bellek
- Nvidia ve Intel tabanlı sistemler için örnek;
- Nvidia GTX 560 ve Intel Core i3-530
- AMD tabanlı sistemler için örnek;
- AMD Radeon HD5870 ve AMD Phenom II X2 565
 
Yüksek Performans için Sistem Özellikleri;
- Windows Vista, Windows 7 ya da Windows 8
- DirectX 11 destekli en son ekran kartları
- Dört çekirdekli en güncel işlemciler
- 8GB bellek
 - Nvidia ve Intel tabanlı sistemler için örnek;
- Nvidia GTX 680 ve Intel Core i7-2600k
- AMD tabanlı sistemler için örnek;
- AMD Radeon HD7970 ve AMD Bulldozer FX4150[/center] 

Oyunlar nasıl hızlandırılır?




Oyun performansınızı geliştirin!

Donanımlarınızı yükseltmeden Windows'un oyun performansını optimize etmenin yolu, haberimizde!


Ayar değişiklikleri, yardımcı araçlar, ipuçları ve ince ayarlar oyun performansınızı katlamasa da bir miktar hızlanmayla daha iyi bir oyun deneyimi yaşamanızı sağlayabilir. Grafik kartınızı, RAM'inizi ve diğer donanımlarınızı yükseltmek bütçenizi fazla zorlayacaksa, şimdi sizlerle paylaşacağımız ipuçlarıyla oyun performansınızı artırabilirisiniz.

Tüm sürücülerinizi güncelleyin

Özellikle ekran kartı üreticileri, oyun performansınızı geliştirebilecek, sorunları ortandan kaldırabilecek sürücü güncellemelerini sıkça yayınlıyorlar. Grafik kartınız için AMD veya NVIDIA'nın web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Ancak anakartınız, ağ kartınız gibi diğer bileşenlerinizin de sürücülerini unutmayın. Sürücü güncellemelerinden her bileşeniniz faydalanabilir. Güncellemeler için kartınızın üreticisinin sayfasını ziyaret edin ve Support veya Drivers bölümlerinde kart modelinizi araştırın.


Arka planda çalışan işlemleri kapatın


Windows 7 ve 8, arka planda çalışan işlemleri yönetmekte çok daha yetenekli olsa da zaman zaman sorunlar yaşanmıyor değil. PC'nizde nelerin çalıştığını öğrenmek için CTRL+ALT+DEL'e basın ve ekrana gelen seçenekler arasından Görev Yöneticisi'ni tıklayın.

Görev Yöneticisi'nde İşlemler sekmesine gidin ve işlemleri kullandıkları belleğe göre sıralayın. Kaynaklarınızı en çok tüketen yazılımlar genellikle antivirüsler, yedekleme araçları bulunuyor. Bu tür yazılımları kapatmanızı önermiyoruz, ancak örneğin kısıtlı bir RAM'e sahip bir PC'de oyun oynarken 400MB bellek tüketen web tarayıcınızı kapatmak, performans kazandırabilir.

PC'nizle beraber başlayan yazılımları bulmak ve yönetmek için, Windows'un msconfig aracını kullanabilirsiniz (Windows 8'de msconfig'i kullanmak yerine Görev Yöneticisi'nin Başlangıç sekmesine tıklayın).


Oyunları en hızlı sabit diske yükleyin

Oyunlarda en çok önem verdiğimiz faktörlerden bir tanesi de FPS yani saniyedeki çerçeve sayısı. Ancak oyunun yüklenme süresi de önemli. Bunun için oyunlarınızı en hızlı sabit diskinize yükleyerek, yükleme sürelerini hızlandırabilirsiniz.

Grafik kartınızı overclock edin

Oyunların grafiklerini oluşturan grafik kartları, overclock ile bir miktar ek performans sunabilir. AMD'nin Overdrive olarak tanınan overclock aracı, AMD sürücülerinin içerisinde bulunuyor. Nvidia'nın overclock çözümü nTune'u ise ayrı olarak indirmeniz gerekiyor.

Overclock işleminin her zaman riskli olduğunu ve aşırı overclock'un sisteminizi yakabileceğini unutmayın. Bu nedenle iyi bir soğutmaya sahip olduğunuzdan emin olun. Overclock işleminden sonra sisteminizin stabil olup olmadığını FurMark gibi bir hız testi aracıyla deneyin.

Oyunlar nasıl hızlandırılır?




Oyun performansınızı geliştirin!

Donanımlarınızı yükseltmeden Windows'un oyun performansını optimize etmenin yolu, haberimizde!


Ayar değişiklikleri, yardımcı araçlar, ipuçları ve ince ayarlar oyun performansınızı katlamasa da bir miktar hızlanmayla daha iyi bir oyun deneyimi yaşamanızı sağlayabilir. Grafik kartınızı, RAM'inizi ve diğer donanımlarınızı yükseltmek bütçenizi fazla zorlayacaksa, şimdi sizlerle paylaşacağımız ipuçlarıyla oyun performansınızı artırabilirisiniz.

Tüm sürücülerinizi güncelleyin

Özellikle ekran kartı üreticileri, oyun performansınızı geliştirebilecek, sorunları ortandan kaldırabilecek sürücü güncellemelerini sıkça yayınlıyorlar. Grafik kartınız için AMD veya NVIDIA'nın web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Ancak anakartınız, ağ kartınız gibi diğer bileşenlerinizin de sürücülerini unutmayın. Sürücü güncellemelerinden her bileşeniniz faydalanabilir. Güncellemeler için kartınızın üreticisinin sayfasını ziyaret edin ve Support veya Drivers bölümlerinde kart modelinizi araştırın.


Arka planda çalışan işlemleri kapatın


Windows 7 ve 8, arka planda çalışan işlemleri yönetmekte çok daha yetenekli olsa da zaman zaman sorunlar yaşanmıyor değil. PC'nizde nelerin çalıştığını öğrenmek için CTRL+ALT+DEL'e basın ve ekrana gelen seçenekler arasından Görev Yöneticisi'ni tıklayın.

Görev Yöneticisi'nde İşlemler sekmesine gidin ve işlemleri kullandıkları belleğe göre sıralayın. Kaynaklarınızı en çok tüketen yazılımlar genellikle antivirüsler, yedekleme araçları bulunuyor. Bu tür yazılımları kapatmanızı önermiyoruz, ancak örneğin kısıtlı bir RAM'e sahip bir PC'de oyun oynarken 400MB bellek tüketen web tarayıcınızı kapatmak, performans kazandırabilir.

PC'nizle beraber başlayan yazılımları bulmak ve yönetmek için, Windows'un msconfig aracını kullanabilirsiniz (Windows 8'de msconfig'i kullanmak yerine Görev Yöneticisi'nin Başlangıç sekmesine tıklayın).


Oyunları en hızlı sabit diske yükleyin

Oyunlarda en çok önem verdiğimiz faktörlerden bir tanesi de FPS yani saniyedeki çerçeve sayısı. Ancak oyunun yüklenme süresi de önemli. Bunun için oyunlarınızı en hızlı sabit diskinize yükleyerek, yükleme sürelerini hızlandırabilirsiniz.

Grafik kartınızı overclock edin

Oyunların grafiklerini oluşturan grafik kartları, overclock ile bir miktar ek performans sunabilir. AMD'nin Overdrive olarak tanınan overclock aracı, AMD sürücülerinin içerisinde bulunuyor. Nvidia'nın overclock çözümü nTune'u ise ayrı olarak indirmeniz gerekiyor.

Overclock işleminin her zaman riskli olduğunu ve aşırı overclock'un sisteminizi yakabileceğini unutmayın. Bu nedenle iyi bir soğutmaya sahip olduğunuzdan emin olun. Overclock işleminden sonra sisteminizin stabil olup olmadığını FurMark gibi bir hız testi aracıyla deneyin.

İNCELEME: Halo 4!



Efsane serinin dördüncü oyunu, yıllar önceki patlamayı daha da şiddetlendirecek kadar iyi mi?

Siz ne düşünüyorsunuz Halo 4 hakkında bilmiyoruz ama bizim için değeri büyük bir oyun. Bu değere sahip olmasındaki en önemli özelliklerinden başındaysa, yıllarca önce piyasaya çıkan ilk Xbox'ın, bu oyunla birlikte meşhur olması aslında. Halo serisi olmasa, belki de bugün Xbox, bulunduğu noktadan çok daha uzaklarda olacaktı. Kim bilir? Düşünsenize sadece bu cihaz için üretilmiş muazzam bir yapımdı ilk Halo ve onu Xbox harici hiçbir yerde oynamak mümkün değildi! Yapılan harika reklamları da oyunun mükemmel yapısı içerisine eklediğimizde ortaya çıkan tabloysa, yok satan bir isim olan Halo'dan başka bir şey değildi. Seri yıllar içerisinde birçok oyun çıkardı ve her yeni oyunda Master Chief karakterine olabildiğince alıştık, kendisini olduğundan daha çok sevdik. Halo 2 senaryoyu bir boyut daha ileriye taşırken, arada çıkan birçok diğer yapım, esas serinin verdiği hazzı tam anlamıyla veremedi. Nitekim FPS ve TPS oyunculuğu, aslında genel hatlarıyla büyük bir değişim geçirdi. Microsoft da bu değişimin farkında ama Halo 4 üzerindeki çalışmalarının sonucu, hem yeni dönem oyuculuğu, hem de eski dönemi bir arada barındırmış. Peki, bu işlemi gerçekten ne kadar yapabilmiş? İşte şimdi sizlere o kısımları açıklamaya çalışacağız..

Master Chief John-117 yine karşımızda

Oyunun geneline baktığımızda serinin sekizincisi olduğunu görüyoruz. Yani "aradaki oyunlar" dediğimize bakmayın zira her biri bambaşka yapımlar. Yine de aralarında büyük fark olduğunu bir kez daha yinelemekte de fayda var. Halo 4, uzun süredir tanıdığımız simalara yeniden kavuşmamıza imkan sunuyor. Master Chief John-117 ve kendisinin güzel yapay zekası Cortana yine karşımızda. Zaten oyun açılır açılmaz Cortana ile karşılaşıyoruz. Bu kısma dikkat etmek lazım zira oyunun tutorial kısmı da burada boy gösteriyor ve özellikle seriyi daha önce deneyim etmemişler için önemli bilgiler veriyor. Bilgiler doğrultusunda hareket ederken, bir yandan da oyunun aslında başladığını unutmamak lazım. Belirli bir süre kaçış ve ara sıra yaptığımız atış tatbikatları ardından, tüm bu koşuşturmaca bir anda sona eriyor ve karşımıza yepyeni bir dünya çıkıyor. Patlama demişken, sadece bize özel değil meydana gelen olay, gerçekten içerisinde bulunduğumuz "covenant" gemisindeki yaratıklarla beraber yok oluyoruz; kalanlarımız ise düştüğümüz yeni gezende kendi yollarını çizmeye çalışacak olan grupları oluşturacaklar.

Savaşın ortasında bir adam

Peki, içerisinde bulunduğumuz gemiyi patlatan o güç kime ait? Hah, işte burada devreye Halo 4 ile seriye eklenen "Promethean" ırkı giriyor. Aramıza katılan yeni ırkımız, ilk bakışta TPS olarak modellenmiş Protoss ünitelerini andırıyor. Aslında baktığınızda gerçekten güzel modellenmiş, yeni bir ırkın oyuna dahil olması gerçekten harika. Tabii ki yeni ırk denildiği zaman önceki oyunlardan tanıdığımız covenant'ların da pabucunu dama atmamak gerekiyor. Halo 4 içerisinde iki düşman ırk var demek isterdik ama durumun herkesin tek başına olduğu devasa bir arenadan farkı yok. Zaten bu durum oyunun temel mekanikleri üzerinde büyük etkisi var. Milsal; yolda koşarken bir anda savaş sesleri işitiyoruz. O da ne covenant'lar ve promethean'lar birbirlerine girişmiş savaşıyorlar. Eğer kendilerine yeterince yaklaşırsak, bizi gören düşman üniteleri anında üzerimize üşüşebiliyor, hayatımızı kısa sürede sonsuzluğa yollayabiliyorlar. Yine de en önemli sistem mekaniği, halen birbirleri ile savaşmaya devam ediyor olmaları. Oyuncu olarak ise belirli mesafelerden, savaşın geneli bittiğinde bize en çok sorun yaratacak düşman birimlerini aradan avlamak en doğrusu. Böylece bir anda her üniteyi temizleyip, sona kalan güçlü iki birimle dakikalar boyunca savaşmaktansa, kendilerini önceden yok edip, sona ufak birimleri bırakarak hızlı bir şekilde ilerleyebiliyoruz.

Yeni oyun, yeni silahlar

Bu kadar savaştan bahsettikten sonra biraz da savaş sistemi ve silahlara doğru ilerleyelim. Yazımın başında da belirttiğim gibi Halo 4 hem eski tarz TPS, hem de günümüz TPS sistemi üzerine kurulu. Nitekim bunu yaparken bence çok büyük bir noktayı kaçırmış: Saklanma sistemini... "Soft Cover" ya da "Cover" olarak adlandırılan duvar arkasına yaslanma ve siper alma gibi özelliklerin yokluğu, oyunun en büyük eksisini oluşturuyor. Yani oyunun o ilk günlerindeki ruhunu görebiliyoruz pek tabii ama bu ruh günümüzde alıştığımız savaş sistemi içerisinde resmen yok olup gidiyor. Onun haricinde savaşlar mesafeli şekilde ilerliyor. Bu duruma en çok oyun için kullanılan grafik motorunun mükemmelliği hükmediyor. Halo 4 oynamış olanların fark edeceği üzere artık haritanın gerçekten çok uzak noktalarındaki dokular bile hiç zorluk çıkmadan görüntülenebiliyor. Hal böyle olunca da birbirini gören iki ünitenin ateş etme ihtimali de artıyor ki bunu oyunda fazlasıyla deneyim ediyoruz. Ha, yok illaki yakın dövüş derseniz, silahınızın kabzası her daim yanınızda ve gerçekten tek seferde indiremediği az düşman bulunuyor. Silahlar kısmına gelecek olursak karşımıza üç farklı grup çıktığı görüyoruz. Bunlar arasında 11 tane farklı modeli olan UNSC silahları, hemen arkasından covenant ve promethean silahları geliyor. Hepsinin çalışma prensibi de birbirinden farklı. Malum UNSC ademoğlu silahı ve belirli bir mermi kapasitesi ile çalışıyor. Covenant silahları ise belirli bir enerji gücünü kullanıyorlar ve silah barı üzerinde bulunan yüzdelik dilim bittiği ana kullanılmaz hale geliyorlar. Promethean silahları ise bir nevi UNSC benzeri mermi kullanıyorlar ama silahları ortalamaya göre daha güçlü dersek abartmış olmayız sanıyorum.

Zorlayan yapay zeka

Savaşlarda yapabileceğimiz birçok hareket bulunuyor, ateş et, bomba at, kaç, yakın dövüşe gir... Bir Spartan olarak bize hiçbir şey olmuyor mu? Aslında sorunun cevabı hem evet, hem de hayır. Evet, çünkü en nihayetinde ölebilen bir bünyeyiz. Hayır, çünkü canımız ve zırhımızı oluşturan bar, belirli bir süre isabet almadığımız zaman bir anda doluveriyor ki bu durumda doğru zamanda yoğun ateş altından kaçıp belirli bir süre bekledikten sonra, sürekli hayatta kalmamız mümkün. Oyunu dinamik hale getirmeye çalıştığını düşündüğümüz bu sistem, biraz daha yakından bakarsanız aslında büyük bir kısır döngüye sebebiyet veriyor. İlk olarak düşman ünitelerimiz attığı istese bile ıskalayamıyor. Yani adamlar ne yapsa mermiler üzerimizde. Hal böyle olunca zaten iki mermi atıp, sonra her halükarda saklanmak için yer ara konumda buluyoruz kendimizi... Yani işte size en basitinden kısır döngü! Tüm bu ağır mermi manyaklığı altında kalacağımızı öngören yapımcı firmaysa, bize bazı özel kalkan modelleri bağışlamış.

Çözümün her zaman saldırıda olmadığını düşünenler için geliştirilmiş olan bir diğer yeni sistemse zırhımıza ekleyebileceğimiz kalkan modelleri. Kendisine ekleyebileceğimiz sekiz farklı özellik bulunuyor. Tıpkı GEN1 zırh modelinde olduğu gibi, "Mjolnir GEN2 Powered Assault Armor"da da pek sevgili Spartan karakterimizi korumanın envai çeşit yolu bulunuyor. Oyunda karşımıza çıkan ilk kalkan eklentisi, "Active Camouflage" oluyor. Bu modu açtığımız anda dünya bize bir ayrı güzel oluyor. Hiç kimseciklerin göremediği bir karaktere dönüştüğümüz kamuflaj modu sayesinde tam bir avcı kesilebiliyoruz. "Hardlight Shield" ise bir diğer zırh eklentimiz, kendisini açtığımız anda üzerimize bin tane tekme gelse bile bir şey hissetmiyoruz. Geri kalan zırh eklentilerimizse "Promethean Vision," "Thruster Pack," "Jetpack," "Autosentry," "Hologram," ve "Regeneration Field" şeklinde sıralanıyorlar. Her birinin oyunun dinamiklerine olan etkisi gerçekten çok büyük ve oyuna büyük keyif katıyorlar.

Araç kullanımına kaldığımız yerden devam

Halo 4'ün devasa evreni içerisinde kaybolmanın bir diğer güzelliği ise kullanılabilen cihazlar. Artık ucu bucu görünmeyen haritalarda kullandığımız araçlar, önceki oyunlara göre çok daha detaylı ve kullanması keyifli. Yine de Gamepad ile kendilerini aktif bir şekilde kullanmak en az beş on denemeden sonra mümkün. En azından bizim tarafta öyle tek seferde "lap" diye cihazları istediği gibi hareket ettirebilen olmadı. Bazı cihazlar önceden gördüklerimizi oluşturuyorken, bazıları da ilk defa karşımıza çıkıyorlar. UNSC tarafından dikkat çeken "Warthog"un yanı sıra "Mongoose" isimli cihaz da oyun içerisine heyecan katmaya yetiyor. Diğer taraftan covenant cihazlarından "Ghost" ve "Banshee" gibi üniteler de oyunun henüz başında karşımıza çıkan cihazlardan. Ghost kullanarak karada yol almak ne kadar eğlenceliyse, bir Banshee'ye atlayıp gökyüzünde savaşlar gerçekleştirmek ya da gökten düşmanlarımıza bir yağmur gibi yağmak da Halo 4'ün farklı aksiyonlarından bazılarını oluşturuyor. Bu arada dikkat etmek gerek, düşman birimleri de bu cihazları gönüllerince kullanabiliyorlar. Yani düşmanın yapay zekası aslında ziyadesiyle çalışıyor ve sadece bize isabetli atışlar yapmaktan daha iyisine ulaşabiliyor.

Multiplayer desteği muhteşem

Son olarak geldiğimiz nokta multipayer oluyor. Aslında oyunun tek kişilik senaryosu mükemmel ve sürükleyici ama yalan da söylememek lazım; Halo 4'ü asıl mükemmel yapan multiplayer modları. Temelde Spartan askerlerinin antrenman alanı olarak tasarlanmış devasa bir geminin içerisinde yer alan multiplayer modlar ikiye bölünüyorlar. Bunlardan ilki War Games, ikincisi ise Spartan Ops. War Games kısmına baktığımız zaman karşımıza daha önce görmediğimiz kadar farklı oyun modları çıkıyor; bunların en başında birçok oyunda görmeye alıştığımız "Team Slayer, Slayer, Caputre the Flag" ve "King of the Hill" gibi modlar bulunuyor. Eğer yelpazeyi biraz daha genişletecek olursak; "Dominion, Extraction, Flood, Grifball, Infinity Slayer, Oddball" ve "Regicide" gibi birçok farklı mod ile karşılaşmamız işten bile değil. Savaşların sonucunda elde ettiğimiz Spartan puanları ve yetenek puanları ise oyunun tüm gidişatını değiştirdiği gibi karakterimiz üzerinde gözle görülür değişiklikler yapabiliyoruz.

Halo 4, birçok özelliği ile kendisini göstermiş olan oyunlardan birisi olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini çoktan almış durumda. Her ne kadar göze batan eksileri ve eski oyun yapısıyla can sıksa da beraberinde getirdiği akıcı senaryo, merak ettiren gizemler ve özellik multiplayer kısmı ile birçok oyuncunun beğenisini kazanmış durumda.

İNCELEME: Halo 4!



Efsane serinin dördüncü oyunu, yıllar önceki patlamayı daha da şiddetlendirecek kadar iyi mi?

Siz ne düşünüyorsunuz Halo 4 hakkında bilmiyoruz ama bizim için değeri büyük bir oyun. Bu değere sahip olmasındaki en önemli özelliklerinden başındaysa, yıllarca önce piyasaya çıkan ilk Xbox'ın, bu oyunla birlikte meşhur olması aslında. Halo serisi olmasa, belki de bugün Xbox, bulunduğu noktadan çok daha uzaklarda olacaktı. Kim bilir? Düşünsenize sadece bu cihaz için üretilmiş muazzam bir yapımdı ilk Halo ve onu Xbox harici hiçbir yerde oynamak mümkün değildi! Yapılan harika reklamları da oyunun mükemmel yapısı içerisine eklediğimizde ortaya çıkan tabloysa, yok satan bir isim olan Halo'dan başka bir şey değildi. Seri yıllar içerisinde birçok oyun çıkardı ve her yeni oyunda Master Chief karakterine olabildiğince alıştık, kendisini olduğundan daha çok sevdik. Halo 2 senaryoyu bir boyut daha ileriye taşırken, arada çıkan birçok diğer yapım, esas serinin verdiği hazzı tam anlamıyla veremedi. Nitekim FPS ve TPS oyunculuğu, aslında genel hatlarıyla büyük bir değişim geçirdi. Microsoft da bu değişimin farkında ama Halo 4 üzerindeki çalışmalarının sonucu, hem yeni dönem oyuculuğu, hem de eski dönemi bir arada barındırmış. Peki, bu işlemi gerçekten ne kadar yapabilmiş? İşte şimdi sizlere o kısımları açıklamaya çalışacağız..

Master Chief John-117 yine karşımızda

Oyunun geneline baktığımızda serinin sekizincisi olduğunu görüyoruz. Yani "aradaki oyunlar" dediğimize bakmayın zira her biri bambaşka yapımlar. Yine de aralarında büyük fark olduğunu bir kez daha yinelemekte de fayda var. Halo 4, uzun süredir tanıdığımız simalara yeniden kavuşmamıza imkan sunuyor. Master Chief John-117 ve kendisinin güzel yapay zekası Cortana yine karşımızda. Zaten oyun açılır açılmaz Cortana ile karşılaşıyoruz. Bu kısma dikkat etmek lazım zira oyunun tutorial kısmı da burada boy gösteriyor ve özellikle seriyi daha önce deneyim etmemişler için önemli bilgiler veriyor. Bilgiler doğrultusunda hareket ederken, bir yandan da oyunun aslında başladığını unutmamak lazım. Belirli bir süre kaçış ve ara sıra yaptığımız atış tatbikatları ardından, tüm bu koşuşturmaca bir anda sona eriyor ve karşımıza yepyeni bir dünya çıkıyor. Patlama demişken, sadece bize özel değil meydana gelen olay, gerçekten içerisinde bulunduğumuz "covenant" gemisindeki yaratıklarla beraber yok oluyoruz; kalanlarımız ise düştüğümüz yeni gezende kendi yollarını çizmeye çalışacak olan grupları oluşturacaklar.

Savaşın ortasında bir adam

Peki, içerisinde bulunduğumuz gemiyi patlatan o güç kime ait? Hah, işte burada devreye Halo 4 ile seriye eklenen "Promethean" ırkı giriyor. Aramıza katılan yeni ırkımız, ilk bakışta TPS olarak modellenmiş Protoss ünitelerini andırıyor. Aslında baktığınızda gerçekten güzel modellenmiş, yeni bir ırkın oyuna dahil olması gerçekten harika. Tabii ki yeni ırk denildiği zaman önceki oyunlardan tanıdığımız covenant'ların da pabucunu dama atmamak gerekiyor. Halo 4 içerisinde iki düşman ırk var demek isterdik ama durumun herkesin tek başına olduğu devasa bir arenadan farkı yok. Zaten bu durum oyunun temel mekanikleri üzerinde büyük etkisi var. Milsal; yolda koşarken bir anda savaş sesleri işitiyoruz. O da ne covenant'lar ve promethean'lar birbirlerine girişmiş savaşıyorlar. Eğer kendilerine yeterince yaklaşırsak, bizi gören düşman üniteleri anında üzerimize üşüşebiliyor, hayatımızı kısa sürede sonsuzluğa yollayabiliyorlar. Yine de en önemli sistem mekaniği, halen birbirleri ile savaşmaya devam ediyor olmaları. Oyuncu olarak ise belirli mesafelerden, savaşın geneli bittiğinde bize en çok sorun yaratacak düşman birimlerini aradan avlamak en doğrusu. Böylece bir anda her üniteyi temizleyip, sona kalan güçlü iki birimle dakikalar boyunca savaşmaktansa, kendilerini önceden yok edip, sona ufak birimleri bırakarak hızlı bir şekilde ilerleyebiliyoruz.

Yeni oyun, yeni silahlar

Bu kadar savaştan bahsettikten sonra biraz da savaş sistemi ve silahlara doğru ilerleyelim. Yazımın başında da belirttiğim gibi Halo 4 hem eski tarz TPS, hem de günümüz TPS sistemi üzerine kurulu. Nitekim bunu yaparken bence çok büyük bir noktayı kaçırmış: Saklanma sistemini... "Soft Cover" ya da "Cover" olarak adlandırılan duvar arkasına yaslanma ve siper alma gibi özelliklerin yokluğu, oyunun en büyük eksisini oluşturuyor. Yani oyunun o ilk günlerindeki ruhunu görebiliyoruz pek tabii ama bu ruh günümüzde alıştığımız savaş sistemi içerisinde resmen yok olup gidiyor. Onun haricinde savaşlar mesafeli şekilde ilerliyor. Bu duruma en çok oyun için kullanılan grafik motorunun mükemmelliği hükmediyor. Halo 4 oynamış olanların fark edeceği üzere artık haritanın gerçekten çok uzak noktalarındaki dokular bile hiç zorluk çıkmadan görüntülenebiliyor. Hal böyle olunca da birbirini gören iki ünitenin ateş etme ihtimali de artıyor ki bunu oyunda fazlasıyla deneyim ediyoruz. Ha, yok illaki yakın dövüş derseniz, silahınızın kabzası her daim yanınızda ve gerçekten tek seferde indiremediği az düşman bulunuyor. Silahlar kısmına gelecek olursak karşımıza üç farklı grup çıktığı görüyoruz. Bunlar arasında 11 tane farklı modeli olan UNSC silahları, hemen arkasından covenant ve promethean silahları geliyor. Hepsinin çalışma prensibi de birbirinden farklı. Malum UNSC ademoğlu silahı ve belirli bir mermi kapasitesi ile çalışıyor. Covenant silahları ise belirli bir enerji gücünü kullanıyorlar ve silah barı üzerinde bulunan yüzdelik dilim bittiği ana kullanılmaz hale geliyorlar. Promethean silahları ise bir nevi UNSC benzeri mermi kullanıyorlar ama silahları ortalamaya göre daha güçlü dersek abartmış olmayız sanıyorum.

Zorlayan yapay zeka

Savaşlarda yapabileceğimiz birçok hareket bulunuyor, ateş et, bomba at, kaç, yakın dövüşe gir... Bir Spartan olarak bize hiçbir şey olmuyor mu? Aslında sorunun cevabı hem evet, hem de hayır. Evet, çünkü en nihayetinde ölebilen bir bünyeyiz. Hayır, çünkü canımız ve zırhımızı oluşturan bar, belirli bir süre isabet almadığımız zaman bir anda doluveriyor ki bu durumda doğru zamanda yoğun ateş altından kaçıp belirli bir süre bekledikten sonra, sürekli hayatta kalmamız mümkün. Oyunu dinamik hale getirmeye çalıştığını düşündüğümüz bu sistem, biraz daha yakından bakarsanız aslında büyük bir kısır döngüye sebebiyet veriyor. İlk olarak düşman ünitelerimiz attığı istese bile ıskalayamıyor. Yani adamlar ne yapsa mermiler üzerimizde. Hal böyle olunca zaten iki mermi atıp, sonra her halükarda saklanmak için yer ara konumda buluyoruz kendimizi... Yani işte size en basitinden kısır döngü! Tüm bu ağır mermi manyaklığı altında kalacağımızı öngören yapımcı firmaysa, bize bazı özel kalkan modelleri bağışlamış.

Çözümün her zaman saldırıda olmadığını düşünenler için geliştirilmiş olan bir diğer yeni sistemse zırhımıza ekleyebileceğimiz kalkan modelleri. Kendisine ekleyebileceğimiz sekiz farklı özellik bulunuyor. Tıpkı GEN1 zırh modelinde olduğu gibi, "Mjolnir GEN2 Powered Assault Armor"da da pek sevgili Spartan karakterimizi korumanın envai çeşit yolu bulunuyor. Oyunda karşımıza çıkan ilk kalkan eklentisi, "Active Camouflage" oluyor. Bu modu açtığımız anda dünya bize bir ayrı güzel oluyor. Hiç kimseciklerin göremediği bir karaktere dönüştüğümüz kamuflaj modu sayesinde tam bir avcı kesilebiliyoruz. "Hardlight Shield" ise bir diğer zırh eklentimiz, kendisini açtığımız anda üzerimize bin tane tekme gelse bile bir şey hissetmiyoruz. Geri kalan zırh eklentilerimizse "Promethean Vision," "Thruster Pack," "Jetpack," "Autosentry," "Hologram," ve "Regeneration Field" şeklinde sıralanıyorlar. Her birinin oyunun dinamiklerine olan etkisi gerçekten çok büyük ve oyuna büyük keyif katıyorlar.

Araç kullanımına kaldığımız yerden devam

Halo 4'ün devasa evreni içerisinde kaybolmanın bir diğer güzelliği ise kullanılabilen cihazlar. Artık ucu bucu görünmeyen haritalarda kullandığımız araçlar, önceki oyunlara göre çok daha detaylı ve kullanması keyifli. Yine de Gamepad ile kendilerini aktif bir şekilde kullanmak en az beş on denemeden sonra mümkün. En azından bizim tarafta öyle tek seferde "lap" diye cihazları istediği gibi hareket ettirebilen olmadı. Bazı cihazlar önceden gördüklerimizi oluşturuyorken, bazıları da ilk defa karşımıza çıkıyorlar. UNSC tarafından dikkat çeken "Warthog"un yanı sıra "Mongoose" isimli cihaz da oyun içerisine heyecan katmaya yetiyor. Diğer taraftan covenant cihazlarından "Ghost" ve "Banshee" gibi üniteler de oyunun henüz başında karşımıza çıkan cihazlardan. Ghost kullanarak karada yol almak ne kadar eğlenceliyse, bir Banshee'ye atlayıp gökyüzünde savaşlar gerçekleştirmek ya da gökten düşmanlarımıza bir yağmur gibi yağmak da Halo 4'ün farklı aksiyonlarından bazılarını oluşturuyor. Bu arada dikkat etmek gerek, düşman birimleri de bu cihazları gönüllerince kullanabiliyorlar. Yani düşmanın yapay zekası aslında ziyadesiyle çalışıyor ve sadece bize isabetli atışlar yapmaktan daha iyisine ulaşabiliyor.

Multiplayer desteği muhteşem

Son olarak geldiğimiz nokta multipayer oluyor. Aslında oyunun tek kişilik senaryosu mükemmel ve sürükleyici ama yalan da söylememek lazım; Halo 4'ü asıl mükemmel yapan multiplayer modları. Temelde Spartan askerlerinin antrenman alanı olarak tasarlanmış devasa bir geminin içerisinde yer alan multiplayer modlar ikiye bölünüyorlar. Bunlardan ilki War Games, ikincisi ise Spartan Ops. War Games kısmına baktığımız zaman karşımıza daha önce görmediğimiz kadar farklı oyun modları çıkıyor; bunların en başında birçok oyunda görmeye alıştığımız "Team Slayer, Slayer, Caputre the Flag" ve "King of the Hill" gibi modlar bulunuyor. Eğer yelpazeyi biraz daha genişletecek olursak; "Dominion, Extraction, Flood, Grifball, Infinity Slayer, Oddball" ve "Regicide" gibi birçok farklı mod ile karşılaşmamız işten bile değil. Savaşların sonucunda elde ettiğimiz Spartan puanları ve yetenek puanları ise oyunun tüm gidişatını değiştirdiği gibi karakterimiz üzerinde gözle görülür değişiklikler yapabiliyoruz.

Halo 4, birçok özelliği ile kendisini göstermiş olan oyunlardan birisi olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini çoktan almış durumda. Her ne kadar göze batan eksileri ve eski oyun yapısıyla can sıksa da beraberinde getirdiği akıcı senaryo, merak ettiren gizemler ve özellik multiplayer kısmı ile birçok oyuncunun beğenisini kazanmış durumda.

Fifa 2013 Tanıtım


Oyun endüstrisinin önemli dağıtımcılarından EA, 31 Aralık 2012 tarihiyle biten 3 aylık finansal dönemine ait bilgileri paylaştı.

   Dağıtımcının geliri beklenen rakamın biraz altında kalmış (beklenen: 1.294 milyar $ - gelir: 1.18 milyar $). Ayrıca EA, 3 aylık dönemde oyun endüstrisinde kendi açısından yaşanan haraketliliği şöyle sıralıyor:

- FIFA 13, 12 milyondan fazla satarak FIFA 12'nin satış rakamını % 23 aştı.
- Battlefield 3 Premium 108 milyon $ kazandırdı ve 2.9 milyon abonesi var.
- The Simpsons: Tapped Out isimli iOS oyunu 23 milyon $ gelir sağladı.
- EA Mobil'in oyun ve servisleri (buna el konsolları da dahil) yaklaşık 100 milyon $ gelir sağladı.
- Origin platformu, 17 milyonu mobil kullanıcı olmak üzere 39 milyon aboneye ulaştı.
- Dead Space 3 ön sipariş rakamları, Dead Space 2'yi geçti.
-  Crysis 3ön sipariş rakamları, Crysis 2'den % 40 önde.

Fifa 13, 12 Milyondan Fazla Sattı!


Oyun endüstrisinin önemli dağıtımcılarından EA, 31 Aralık 2012 tarihiyle biten 3 aylık finansal dönemine ait bilgileri paylaştı.

   Dağıtımcının geliri beklenen rakamın biraz altında kalmış (beklenen: 1.294 milyar $ - gelir: 1.18 milyar $). Ayrıca EA, 3 aylık dönemde oyun endüstrisinde kendi açısından yaşanan haraketliliği şöyle sıralıyor:

- FIFA 13, 12 milyondan fazla satarak FIFA 12'nin satış rakamını % 23 aştı.
- Battlefield 3 Premium 108 milyon $ kazandırdı ve 2.9 milyon abonesi var.
- The Simpsons: Tapped Out isimli iOS oyunu 23 milyon $ gelir sağladı.
- EA Mobil'in oyun ve servisleri (buna el konsolları da dahil) yaklaşık 100 milyon $ gelir sağladı.
- Origin platformu, 17 milyonu mobil kullanıcı olmak üzere 39 milyon aboneye ulaştı.
- Dead Space 3 ön sipariş rakamları, Dead Space 2'yi geçti.
-  Crysis 3ön sipariş rakamları, Crysis 2'den % 40 önde.

İNCELEME: Crysis 3!

İlk iki Crysis oyunu gerçek birer bombaydı. Peki Crysis 3 ne kadar iyi? Tüm detaylarıyla inceledik!

Crysis denildiği zaman akan sular durur; zaten durmalı da. Biz oyun sektörüne kendimizi kaptırmış, hangi ülkede hangi firma var ezbere biliyorken, bir anda karşımıza çıkan önemli isimlerden birisi oldu Crytek. Üç Türk tarafından kurulduğunu öğrendiğimiz zamansa ülkemizdeki oyun sektörü olarak resmen meraktan öldük. Hani hiç haberin olmadan bir anda sürpriz yaparlar ya, tıpkı onun gibiydi Crytek'in karşımıza çıkışı. Üzerinde çalıştığı oyunun adı ise Crysis'di. En azından Far Cry'ı bir kenara bırakırsak, birazdan okuyacağınız satırlar için büyük önem teşkil eden isim Crysis... Öyle bir oyundu ki bu, öyle herhangi bir firmanın yaptığı ya da yapacağı cinste değildi. Ne bir Indie Game, ne de internet tabanlı bir oyun. Hayır, Crysis daha önce görülmemiş detayda grafiklere sahip olan, halen insanoğlunun kabullenmekte zorlandığı uzaylı konseptini, harika temeller üzerinde yükseltebilen bir yapımdı... İlk oyunun ardından geçen beş sene ise hem Crytek ekibine, hem de biz oyun severlere birçok farklı bakış açısı sunmayı başardı. İlk oyunun ardından çıkan Crysis: Warhead ve bir diğer yapım olan Crysis 2'nin ardından, yapılan birçok farklı tanıtım ile Crysis 3 karşımıza çıkmayı başardı. Hem de içerisinde bulunan birbirinden faklı yenilikleriyle...

Yeniden ormana dönüş

Sizlerin de bildiği üzere, ilk oyunda bir yardım sinyalini takip etmek suretiyle, Korelilerin resmen ele geçirdiği bir adaya atlıyorduk. Nitekim olaylar hiç de öyle bilindik bir kurtarma görevine benzemiyordu. Zamanla öğrendiğimiz üzere, olayın içinde dünya dışı varlıklar bulunuyordu. İlk defa burada başlayan maceramız, tek tek takım arkadaşlarımızı kaybetmemiz ile sonuçlanıyordu. Naosuit isimli zırhımız ise yine ilk defa burada devreye giriyordu... Tamamen ormanlık alanlarda kaybolduğumuz bu özel yapım, ikinci oyunu ile birlikte bizi New York şehrinin göbeğine bırakmıştı. İlk oyundan kalan virüslerin şehre bulaşması ile her yeri etkisi altına alması bir olmuş, koca şehir bir anda kaosa kapılmıştı. İşte tam bu nokta da birçok kullanıcı Crysis 2'yi eleştiri yağmuruna tutmuş, oyunun sadece konsollar için de üretilebilmesi için bu derece sıkışık bir alanda geçtiği iddia edilmişti. Cevat Yerli ise, çok az sayıda insanın yapabileceği açıklaması ile konsolların artık günümüz için yetersiz olduğunu dile getirmiş ve Crysis 3'ün tamamen PC odaklı olacağının altını çizmişti. Oyunun senaryosu nasıl Crysis 3 ile birlikte kaldığı yerden devam ediyorsa, oyunun kalitesinin de bu açıklama ile devam ettiğini açıkça görüyoruz.

İçerisinde birçok detay bulmak mümkün

Crysis 3'e girdiğimiz anda karşımıza çıkan bölümlerden mümkün mertebe tutorial, yani alıştırma görevini seçmenizi tavsiye ediyoruz. Malum, her ne olursa olsun yeni bir nanosuit, yeni silah kullanım şekli ve yepyeni bir grafik motoru söz konusu. Bu bölümü geçtikten sonraysa istediğiniz gibi oyuna başlamakta serbestsiniz. Şimdiden söylemekte fayda var; Cyrsis 3 ne yazık ki beklenenden, daha doğrusu genelde alışılandan çok daha kısa bir tek kişilik senaryoya ile karşımıza çıkıyor. Yedi, dokuz saat arası oynanabilirliğe sahip olan yapım, içerisinde yedi adet farklı görev barındırıyor. Her görev bizi olabildiğince farklı bir bölgeye sokuyor ki arada ilk oyundan hasret kaldığımız ormanlık araziler de mevcut. Tek kişilik senaryonun içerisinde en çok dikkat çeken özelliklerden birisi "Collectibles" yani toplanmayı bekleyen özel eşyalar. Ana menüden görebildiğimiz bu farklı eşyalar vizörümüzü kullanmak sureti ile görülebiliyorlar. Bir defa alındıklarındaysa otomatik olarak kayıt altına alınıyorlar ve bu sayede bir kez daha kendilerini bulmaya çalışmamız gerekmiyor.

Her türlü güncelleme mevcut

Konuya toplanabilir eşyalardan girmişken, bu başlık altında bulunan geliştirilebilir modüllerden ve eklentilerden devam etmekte fayda var. Cyrisi 3 içerisinde toplam yedi görev bulunmasına rağmen, 20 adet "Weapon Attachments" yani silah eklentisi bulunuyor. Bir defa bulunduklarındaysa, ileride bulacağımız silahlarla da dahil olmak üzere her türlü kullanıma açık oluyorlar. 20 farklı eklentiyi de açtığımızdaysa "Geared-up" achievement'ini de gerçekleştirmiş oluyoruz. Tıpkı silahlarda olduğu gibi, Nanosuit'imizde de upgrade modülleri bulmak mümkün. 16 farklı Suit Modülü, oyunun farklı noktalarına dağılmış durumda. Cell Intel isimli toplanabilir parçalar ise kendi arasında üçe ayrılıyor. 38 Datapads, 20 Blackboxes ve 6 Propaganda Poster olmak üzere toplamda 64 adet oyun içi bilgi veren parça bulunuyor ki eğer senaryolar konusunda merakınız varsa, bu parçaları tek tek topladıktan sonra çok mutlu olacağınıza eminiz.

Nanosuit olmadan olmaz

CryNet tarafından geliştirilen Nanosuit'e baktığımızdaysa temel olan üç farklı özelliği bir kez daha görüyoruz. Bunlar; zırh, güç ve görünmezlik olarak sıralanmış durumdalar. Üç özellikten birisini kullanmak istediğimizdeyse direkt olarak suit enerjimizin tükenmeye başladığını görüyoruz. Yine, tıpkı eski oyunlarda olduğu gibi bir süre durmak sureti ile enerjinin yeniden dolmasına izin vermemiz gerekiyor. Multiplayer bölümlerde ise iki adet enerji barı olması dikkat çekici bir özellik. Bunlardan birisi direk olarak zırh için kullanılıyorken, diğeri direkt olarak görünmezlik için kullanılıyor. Bu sayede multiplayer haritalarda çok daha farklı bir Crysis 3 deneyimi yaşıyoruz. Nanosuit'in temel özellikleri olan devasa cisimleri kaldırabilmek, hızlı koşmak ve çok yükseğe zıplamak gibi özellikler büyük oranda enerji tüketimi sağlıyorken, multiplayer modda herhangi bir enerji istemiyor olmaları da zırhın kim tarafından, ne kadar iyi kullanabildiğini de ortaya çıkartıyor. "Air Stomp" isimli zırh özelliğimiz, sayesindeyse havadan yere sert bir iniş yapmak suretiyle çevremizdeki düşmanlarımızı etrafa saçıyorken, "Sliding" isimli özelliğimizle de hızlı koşu esnasında bir anda yerden kayarak düşmanlarımıza büyük hasarlar verebildiğimiz gibi, aynı zamanda da hızlı bir şekilde siper almamıza da olanak tanıyor.

Dost düşman ayırt etmek için...

Tactical Visor ise oyundaki avcı ruhunun en önemli noktalarından birisini oluşturuyor. Tek kişilik senaryo içerisinde çalışan "Tagging" özelliği ile bir düşmanı direkt olarak saptamak mümkün. Kısa süre içerisinde hedefi yeşil, turuncu ve kırmızı olmak sureti ile üç farklı renk ile işaretleyen teknoloji, bizlere ne çeşit bir düşmanla karşılaştığımızı da kabaca anlatıyor. Aynı özellik multiplayer esnasında direkt olarak düşman birliklerinin yerlerini görmemize olanak tanıyor. Fakat dikkat etmekte fayda var, bir anda kafamızın üzerinde bitme ihtimalleri de bir hayli yüksek. Bir diğer özelliği sistem hacklemek olan vizörümüz, yazının başında da söylediğim üzere, bir de gizli eşyaları görmemizde bize yardımcı oluyor. Nanosuit'imizi hem tek kişilik senaryo da, hem de multiplayer'da geliştirmek mümkün. Tek kişilik senaryo toplam 16 farklı upgrade'e imkan tanıyorken, multipalyer kısımda Rank 5 ile başlayan güncellemelerimiz, Rank 30'a kadar toplamda 19 farklı geliştirmeyi bizlere sunuyor.

Eski ve yeni silahlar

Geldik silahlara... Cyrsis 3 oyuncuları 33 farklı silah ile selamlıyor. Dört farklı kategori altında inceleyebileceğimiz silahlarımız; Primary, Secondary, Explosives ve Alien weapons olarak bölünmüş durumdalar. Primary kısmında; Scarab Mod 2, DSG-1, FY7 1M, Predator Bow, Alpha Jackal, K-Volt, M.I.K.E. ve daha birçok silah görmek mümkünken, secondary kısmında sadece M 12 Nova, AY69, Hammer II ve Majestic-Six ile sınırlıyız. Explosive'ler M 17 Frag Grenade ile başlıyor ve JAW gibi patlayıcılara kadar gidiyor. Alien Weapon kısmındaysa Pinch Rifle, Bolt Sniper, Incinerator, X-Pac Mortar ve Reaper Cannon bulunuyor. Pek tabii bu dört kategorinin haricinde oyunda kendisine yer edinen .50 HMG ve kalkanı da unutmamakta fayda var. Silah kullanımı temelde önceki oyunları aratmıyor aslında. Fakat yeni oyunda kimileri için mükemmel denebilecek, kimileri içinse yapay olarak düşünülecek bir vuruş hissiyatı mevcut. Bazı silahlarda, özellikle ok kullanımında bu hissiyat mükemmeli zorluyorken, bazı noktalarda çok zayıf kalıyor.

Crysis 3 multiplayer ile dikkat çekiyor

Son olarak oyunun multiplayer kısmından bahsetmek gerekiyor ki nispeten kısa oynanış süresine göre ömrünü uzatan en önemli özelliği işte burası. Toplamda 50 seviye atlayabildiğimiz multiplayer bölümler esnasında, aynı zamanda birçok yeni silah ve eşyaya kavuşabiliyoruz. Oyun modları ise pek tabii en başta gelen özellik ve Crysis 3 bu konuda bir hayli başarılı. Deathmatch, Team Deathmatch, Hunter, Crash Site, Spears, Capture the Relay, Extraction, Assault ve Cell Vs Rebel olmak üzere toplamda dokuz farklı mod bulunuyor. Sadece multiplayer haritalar için özel olarak bulunan "Pinger" ve "VTOL" isimli araçlarsa, oyunculara bambaşka bir keyfi yaşatmayı hedefliyorlar. Genelde oyunların en büyük sıkıntısı olan haritalar içinse Crysis 3 şimdiden hazırlıklı zira 12 tane harita oyunla birlikte geliyor. Her modun ayrı bir keyif olduğu yapım, senaryosunun akışından, yepyeni DirecX 11 destekli CryEngine 3 grafik motoruna kadar birçok yeniliği beraberinde getirmiş durumda. Özellikle ikinci oyundan sonra seriye sırt çevirmiş oyunculara, yeniden davet niteliği taşıyan yapım, binlerce yeni oyuncunun Crysis dünyasına akın etmesine de zemin oluşturacak güzellikte.

CHIP Online 
-